Lee, 6 Şubat’ta meydana gelen, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan zelzeleler hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki zelzelenin büyüklüğüne işaret eden Lee,
“Bu büyüklükteki zelzelelerin yüzeye çok yakın bir biçimde meydana gelmesinin ve etrafında birçok kentin yer almasının, dramatik sonuçları olabilir. Gördüğünüz üzere yıkıcı ve dehşetli.
” dedi.
Lee, 24 saat içerisinde iki büyük zelzele meydana gelmesinin olağan bir durum olmadığını belirterek ana zelzelenin akabinde bir dizi artçının yaşanmasının olağan olduğunu tabir etti.
Arama kurtarma çalışmaları sırasında da oluşan artçı sarsıntılara dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Lee, en ufak bir sarsıntıda, ana sarsıntıdan ziyan görmüş binaların yıkılabileceğini kaydetti.
Lee, Kahramanmaraş’taki iki zelzelesi gördüğünde, sismik ve bilimsel olarak, 2019’da ABD’nin Kaliforniya eyaletinde meydana gelen, üç gün içerisinde yaşanan 6,4 ve 7,1 büyüklüğündeki sarsıntıları hatırladığını aktardı.
Kaliforniya’daki sarsıntıların tesir açısından merkezi yerlere yakın olmadığını belirten Lee,
“Kaliforniya’nın uzak bir bölgesiydi. Etrafında savunmasız binalarda yaşayan beşerler, 10 kent ve milyonlarca beşerden oluşan bir bölge değildi.”
diye konuştu.
Lee, sarsıntı bölgelerinde enkaz altında kalan insanları kurtarmak için memleketler arası toplumun Türkiye’ye verdiği takviyeye ait,
“Hindistan üzere doğudan ülkeler, Batılı ülkeler ve ABD’ye kadar hatta kuzeyden Ukrayna üzere savaşın ortasındaki ülke bile… İsrail ve başka ülkelerinde yardımlarını ve arama kurtarma takımlarını Türkiye’ye gönderdiğini gördüm. Bu, dünyanın bir afette birleştiğini görmek için yeterli bir yol.”
sözlerini kullandı.
Üniversitede vazifeli olduğunu hatırlatan Lee, etrafındaki birçok kişinin şokta olduğunu, Türkiye’deki akrabaları, tanıdıkları ve arkadaşları olduğunu aktararak kimi öğrencilerin depremzedeler için yardım topladığını kaydetti. Lee
, “Biz global bir toplumuz ve Türkiye’deki beşerler için üzülüyoruz.”
dedi.
“Bu bölge 1. zelzele bölgesi olarak yer alıyor”
Leicester Üniversitesi Risk İdaresi Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Yıldız da Dünya kabuğunun, levhalar olarak isimlendirilen iç içe geçmiş kesimlerden oluştuğunu ve bu levhaların sıklıkla hareket etmeye çalıştığını belirterek levhaların birbirine değen kısımlarında vakitle bir baskı birikmesinin güç olarak yüzeye çıktığını, böylece sarsıntıların oluştuğunu söyledi.
Türkiye’nin faal bir sarsıntı bölgesinde bulunduğunu vurgulayan Yıldız,
“Her ne kadar bu gerçeği unutuyor olsak da kendisini acı bir biçimde maalesef bize hatırlatıyor.”
dedi.
Yıldız, Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların Doğu Anadolu fay çizgisi üzerinde gerçekleştiğini belirterek 20. yüzyılın başlarından itibaren bölgede büyüklüğü 6’nın üzerinde çok sayıda zelzelenin meydana geldiğini hatırlattı.
Yıldız,
“Halihazırda AFAD’ın hazırlamış olduğu risk haritasında, bu bölgenin 1. sarsıntı bölgesi olarak yer aldığını görmek mümkün. O yüzden şaşırtan bir zelzele olduğunu söylememiz, bu basamakta pek mümkün değil. Günümüzde sarsıntıları iddia edebilecek rastgele bir teknolojimiz maalesef yok. Zelzeleler olmaya devam edecek. Zira sarsıntılar tabiat olaylarıdır.”
değerlendirmesini yaptı.
Deprem olmadan evvel alınabilecek tedbirlere dikkati çeken Yıldız, afet hazırlığının ve sarsıntıya dirençli toplumlar yaratmanın ehemmiyetini vurguladı.
“Uzmanlarımız tesirli bir afet idaresi için ellerinden geleni canla başla yapıyor”
Yıldız, tesirli afet uyumu için izlenmesi gereken konulara işaret ederek bunların en başında ve en değerlisinin afet hazırlığı, afet planı ve afet sırasında kullanılacak araçların hazırlanmasının geldiğini söyledi.
Bunları, takımların yönlendirilmesi, bağlantı, kaynak idaresi ve değerlendirmenin takip ettiğini kaydeden Yıldız,
“Şu anki AFAD’ın önderliğindeki çalışmalara baktığımız vakit, uzmanlarımızın tesirli bir afet idaresi ve uyumu için ellerinden geleni canla başla yaptığını söyleyebiliriz.”
diye konuştu.
Yıldız, hala öğrenilmesi gereken birçok şey olduğunu belirterek
“Ama şu an karşı karşıya kalmış olduğumuz afetin büyüklüğünü düşündüğümüz vakit, bu uyumun çok da kolay olmadığını kestirim etmek sıkıntı değil.”
tabirini kullandı.
Türk toplumunun sıkıntı vakitlerde yardımlaşmayı ve dayanışmayı en uygun başaran topluluklardan biri olduğunu vurgulayan Yıldız, afet bölgesine birçok gönüllünün gitmek istemesinin şaşırtan olmadığını belirtti.
Yıldız, afet bölgelerine gidecek gönüllüler için uyuma dikkati çekerek
“Gönüllü olarak yardım etmek isteyenler katiyen ve katiyetle yetkili kuruluşlar yahut afet idare gruplarıyla işbirliği yapmalı.”
dedi.
