Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gabar’daki petrolü vatandaşımıza en uygun şartlarda vereceğiz

“BENİM KÜRT KARDEŞLERİME LEKE SÜRMEYİN”

Terör örgütünün siyasi uzantıları eski kara ve kanlı günlerin hayaliyle yaşamaya devam etse de bunun sona erdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Yıllarca sizin ve evlatlarınızın canı ve geleceğini karartarak istismar siyaseti yapanların dönüp dolaşıp kimin gerisine takıldığını gördünüz değil mi? Diyarbakır Anneleri’nin acısını biliyorsunuz değil mi? Bunları Kandil’e kimler kaçırdı? 10 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşındaki o kızlarımızı, o çocuklarımızı Kandil’e kimler kaçırdı. Bunlar ne diyorlar? ‘Biz Kürt’üz.’ Benim Kürt kardeşlerime leke sürmeyin. Bunların Kürtlükle alakası yok. Bunlar yalnızca vahşet kusuyor, vahşet. İnşallah 14 Mayıs’ta bunların hesabını sormaya var mıyız? Ben sizlere inanıyorum. Sizi Allah için seviyorum.

Gidip, Van’dakiler dahil Kürt kardeşlerimize her türlü zulmü yapan, her türlü insanlık kabahatini işleyen CHP’ye artık payanda oldu. Düşünün, CHP gelip de burada miting yapabilir miydi? Kimle yaptılar? Artık bu hesabı sormak lazım. CHP’ye dayanaklarını hem de utanmadan, sıkılmadan, ahlaksızca ‘Dişe diş kana kan’ diyerek söz edenlerin kederi Van olabilir mi? Vanlının huzuru ve refahı olabilir mi? Bu ülkenin başına bir CHP’li getirmek için sizin karşınıza geldiklerinde onlara bunun hesabını sormayacak mısınız? Ülkemizdeki herkes üzere Kürt kardeşlerin de hakkını, hukukunu, özgürlüğünü en geniş manada kullanabileceği demokrasi tabanını biz kurduk mu? Kurduk. Birebir biçimde, tüm kentlerimiz üzere Van’ın da kalkınma eksiklerini yeniden biz tamamladık mı? Tamamladık.”

“BAY BAY KEMAL NE KELAM VERDİ?”

Van’ı 2011 zelzelesinin akabinde adeta yeni baştan inşa ettiklerini belirten Erdoğan, bugüne kadar Van’da TOKİ kanalıyla 24 bin konutu bitirip sahiplerine verdiklerini belirtti.

“Şimdi de 3 bin 200 yeni konut, 250 yeni işyeri, 27 bine yakın altyapılı arsa vererek, Van’ı daha da güzelleştirecek bir hazırlığın içindeyiz.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bay bay Kemal ne kelam verdi? Bu CHP’lilere, HDP’lilere sormak lazım, siz Van’a ne kazandırdınız, bir de onu söyleyin. Daha okulunu, hastanesini, toplumsal yardımlarını, millet bahçelerini, bölünmüş yollarını, havalimanımızı, barajları, sulama tesislerini, organize sanayi bölgesini, doğalgazı saymıyorum bile… Etraf yolunun inşası sürüyor mu? İnşallah onu da seneye bitiriyoruz. Karadeniz limanlarını İran’a, Asya’ya, Orta Doğu’ya Van üzerinden bağlayan altyapı çalışmalarını hızla tamamlamakta kararlıyız. Van’a 21 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Bunu bilhassa bir kardeşiniz olarak, Türk’ü, Kürt’ü hepsini koyun bir kenara. Dedim ya yaratılanı yaratandan dolayı seviyoruz… 96 milyar liralık kamu yatırımını Van’a yaptık. Artık bunu katlayarak artıracağız.”

Kendilerinin de her fırsatta Van’a geldiklerini belirten Erdoğan, “Hep eserlerimizle, hizmetlerimizle, yüreğimizdeki muhabbetle, heybemizdeki projelerle geldik. Bir de onlara sorun, ‘Siz neyle geldiniz buraya, ne getirdiniz’ diye bir sorun, CHP’sine sorun, HDP’sine sorun. Sorun bunlara. Hiç getirdikleri bir şey yok, hiçbir vakit da bir şey getirmeyecekler bunu bilin. Zira biz, birileri üzere köken ve mezhep ayrımcılığı değil eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz. Zira biz birileri üzere evlatlarımızı PKK yahut FETÖ terör örgütlerine, LGBT denen sapkınlara teslim etmenin hesabını değil, aile yapımızı güçlendirmenin siyasetini yapıyoruz.” dedi.

CHP, UYGUN Parti ve HDP’nin LGBT’yi desteklediğini belirten Erdoğan, “O yanlarında da yavrucuklar var. Onlar ‘Biz LGBT’ci değiliz’, diyebiliyorlar mı? Ama AK Parti’nin kitabında LGBT yok, MHP’de yok, Cumhur İttifakı’nda asla bu türlü bir şey yok. Zira biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailelerimize leke sürülmesini asla kabul etmiyoruz. Biz, bunların gayretini verirken, bölücü örgütün güdümündeki partinin mensupları da onların Cumhurbaşkanı yapmak için uğraştıkları kişi de ne yapıyordu biliyor musunuz; attığımız her adıma karşı çıkıyorlardı, yaptığımız her işi engellemeye çalışıyorlardı, başladığımız her projeyi durdurmak için çırpınıyorlardı.” tabirlerini kullandı.

Erdoğan, alana kurulan ekranlardan Millet İttifakı’nın birtakım açıklamalarına ait görüntüyü izletti.

“BU İŞ TÜRK- KÜRT, ALEVİ-SÜNNİ PROBLEMİ DEĞİL, İNSANLIK MESELESİ”

Videodaki Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları üzerine konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu gördüğünüz Selo, benim Kürt kardeşlerimin, 51 Kürt kardeşimin Diyarbakır’da vefatına neden oldu. Artık ne diyor bay bay Kemal; ‘Gelince onu çıkartacağız’ diyor. Bu iş Türk- Kürt sorunu değil, Alevi-Sünni sıkıntısı değil, insanlık sıkıntısı, insanlık. Fakat biz iktidarda olduğumuz sürece adalet yerini bulacaktır. Biz iktidarda olduğumuz sürece benim o 51 Kürt kardeşimin canına kıyanlara biz ‘Cezaevinden çık’ demeyiz. Hepsi hesabını ödeyecek. İşte masa bu, masanın etrafındakilerin çapı, niyeti, söylemi işte bu. Gerçi bu masa, siyasetin en yasal hakkı olan işbirliği masası, müzakere masası olmaktan çıkalı çok oldu. Bu bay bay Kemal. Bu var ya bu, Savaş Ay sağ olsa da onun bu yaptıklarını, SGK’nın başında olduğu vakti anlatsa.”

Erdoğan, hastanelerin artık “pırıl pırıl” olduğuna işaret ederek, Van’a bir hastane daha yapılacağını söz etti.

Altılı masayı, yürümeye yeni başlayan çocukların kullandığı örümceğe benzeten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Herhangi bir istikameti, rotası, menzili olmadığı için ne tarafa iterseniz o tarafa gidiyor. Direksiyonda Kılıçdaroğlu gözüküyor ancak o denli değil. Onun misyonu yalnızca mutfakta görüntü çekmek, sahnede kalp yapmak, sağa sola gülücük dağıtmak. Masanın etrafındakilerden hangisi sabah erken kalkıp ayaklanırsa, örümcek o tarafa hakikat yöneliyor. Sonra masanın bir öteki ortağı sesini yükseltiyor, bu kez istikamet oraya dönüyor. Akabinde bir öteki ortak gürlüyor, hop bu kez da ayaklar o tarafa hakikat çekiyor. Hani ‘Baş meçhul, meydan ıssız’ diye bir kelam var ya, işte tam da o denli bir durum var. İpin ucu diğerlerinin elinde olunca bunlar kendilerine tanınan hareket alanında daima bir tarafa savruluyor.”

“ATTIĞIMIZ ADIMLARA ÇELME TAKMANIN KİME NE YARARI VAR?”

Alandaki bir vatandaşın, “6+1, reis etmiyor” kelamlarını yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Elbette masada ne yaptığını bilenler de yok değil. Mesela bölücü örgütün elebaşları ve onların siyasi uzantıları, hatırlayınız tahlil sürecinde her türlü riski alarak ülkemizin 40 yıllık terör meselesini bitirmek istediğimizde, uzattığımız eli ısıran bunlar değil miydi? Suriye’deki iç karışıklıklar sırasında provokasyonlarla sokaklarda benim Kürt kardeşlerimin kanlarını oluk oluk akıtan bunlar değil miydi? Bugün de ülkemizi Suriyelileştirmek için can atan bunlar değil mi? Soruyorum size, tüm bu ihanetlerin neresinde Van var? Tüm bu acıların neresinde benim Kürt kardeşlerim var? Tüm bu istismarların neresinde ülkenin ve milletin menfaati var? Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her biri tarihinin en inançlı, huzurlu, rahat, müreffeh devrini yaşarken Türkiye’yi yine eski karanlık günlerine geri döndürmenin kime ne yararı var? Türkiye’yi her alanda gelişmiş ve müreffeh bir ülke haline getirmek için attığımız adımlara çelme takmanın kime ne yararı var; Size bir yararı yok, milletimize bir yararı yok, ülkemize bir yararı yok. Fakat birileri kandan, arbededen, kaostan, cehalet ve sefaletten beslendiği için onların bu tabloya çok muhtaçlığı var. Daha geçen gün Çanakkale’de kahvehane basıp adam döverek, yurt dışında oy kullanmaya giden vatandaşlarımıza saldırarak, asıl niyetlerini çabucak gösterdiler.”

”VAN’IN TERCİHİNİN TÜRKİYE YÜZYILI OLACAĞINDAN HİÇBİR KUŞKUM YOK”

Masanın bir öteki şuurlu ve ortada pek gözükmeyen ortağı FETÖ’nün de ne yaptığını çok düzgün bildiğine işaret eden Erdoğan, “Ötekilerin durumu ise hak getire, tam bir trajedi. Geçmişlerini ve kendilerini inkar değerine düşmüşler Kılıçdaroğlu’nun peşine, nereye yanlışsız gittiklerini bile bilmiyorlar. 14 Mayıs’ta işte bu iki tablodan hangi istediğinize karar vereceksiniz. Tercihinizi, Türkiye’nin itimat, huzur, refah içinde güçlü bir formda yoluna devam etmesini isteyen bizimle, tekrar koalisyon, hengame, baskı zulüm peşinde koşanlar ortasında yapacaksınız. Van’ın tercihinin Türkiye Yüzyılı olacağından yana hiçbir kuşkum yok.” diye konuştu.

İktidarları periyodundaki muvaffakiyetlerinin “birilerinin kabusu olduğu”nu söz eden Erdoğan, “Okul yaparız, üniversite açarız, ‘Eğitimi ayağa düşürdünüz.’ derler. Hastane yaparız. Kaliteli sıhhat hizmeti veririz. Covid salgını üzere bir krizin üstesinden geliriz. ‘Milleti hasta ettiniz.’ derler. Yol yaparız, köprü, tünel, havalimanı, süratli tren sınırı yaparız. ‘Millet bunları mı yiyecek?’ derler. Ya köprü yenir mi, havalimanı yenir mi? Ancak biz onları bay bay Kemal’e bırakıyoruz. Afiyet olsun. Karadeniz’de gaz, Gabar’da petrol buluruz. ‘Milleti kandırıyorsunuz.’ derler.” diye konuştu.

Doğalgazın vatandaşa bir ay, bir yıl boyunca da 25 metreküpünün fiyatsız verileceğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Gabar’daki petrolü de inşallah vatandaşımıza en uygun koşullarda vereceğiz. Ülkemizin birinci yerli ve ulusal arabasını yaparız. Gözlerinin önündeki esere ‘Hani nerede?’ derler. Bay bay Kemal, Gemlik’te fabrika. Haydi git. Niçin gitmiyorsun? Meral Hanım sen niçin gitmiyorsun? Gidemezler. Gittikleri anda maskeleri düşecek. Zira bunların bu ülkede dikili bir taşı yok. Uçak yaparız, helikopter yaparız yüksek teknoloji eseri birçok projeyi gerçekleştiririz ‘Ne gerek vardı?’ derler. Konut yaparız, baraj yaparız sulama tesisi yaparız, her birine takmadık kulp bırakmazlar. İstihdamda, üretimde, ihracatta rekorlar kırarız, sevinecekleri yerde karalamaya çalışırlar. Toplumsal yardımlarla devletimizi kimsesizlerin kimsesi haline getiririz, yardım alan insanları ‘makarnacı, kömürcü’ diye aşağılarlar. Dış siyasette onurlu bir duruşla ülkemize güç, milletimize gurur kazandırırız, gidip bizi yabancılara şikayet ederler. Şayet 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı hayalimize sahip çıkmazsak daha onlarca, yüzlerce örneğini verebileceğimiz işte bu zihniyet, ülke zirvesine bir kara bulut üzere çökecek.”

Türkiye’nin kendi iktidarlarından evvelki 70 yıl boyunca bunların hepsini CHP ile yaşadığını, geçmişleri bu olduğu halde bugün diğer şeyler söylediklerini belirten Erdoğan, “Her seçim devri olduğu üzere 14 Mayıs öncesi de bedel istismarcıları, vaat bohçacıları, kifayetsiz muhterisler ortalığın tozunu dumana katıyor. Aman Allah’ım atıyorlar, tutuyorlar, kırıyorlar, kapatıyorlar. Tehdit ediyorlar. Lisanlarının ucuna ne gelirse söylüyorlar. Mazilerindeki utanç tabloları gerçek lakin seçim devirlerinde verdikleri vaatlerin hepsi palavra.” sözlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanında gösterilen “Denizlerde TCG, yeryüzünde Togg, gökyüzünde KAAN, sandıkta Erdoğan”, “Gurur tablomuz Kızılelma, Togg, TCG Anadolu, Hürjet, Karadeniz doğalgazımız, Şehit Aybüke Yalçın-1 petrol sahamız” yazılı pankartları okudu.

“HEPSİNİN DE ORTAK ÖZELLİĞİ BAŞARISIZLIKTIR, BATIRMAKTIR”

Muhalefetin son mahalli seçimlerde ekmekten süte, sudan ulaşıma, internetten traktöre her şeyi parasız yapacakları üzerine namus kelamı verdiklerini anımsatan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’na da İstanbul’dan daha çok öteki kentlere gittiği tenkidinde bulundu.

Yeni projeler başlatamayan muhalefet belediyelerinin teslim aldıkları yarım kalan işleri bile sürdüremediklerini kaydeden Erdoğan, her şey üzere bu ülkeye, bu millete, bu kentlere hizmet etmenin bir nasip sıkıntısı olduğunu, “nasipsiz ve tembel” olan muhalefetin beş keçiyi kaybedecek kadar “beceriksiz” olduğunu söyledi.

“Hepsinin de ortak özelliği başarısızlıktır, batırmaktır.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Allah göstermesin ülkenin başına gelseler yarın öbür gün emekçi, memur, emekli, ay sonunda maaşını alıp almayacağını bilemeyecek. Geçmişte CHP, memurlar maaş alamadılar. Endüstrici, tüccar, esnaf önünü göremeyecek, elindekinden olacak. Yeni bir şeyi yapamayacakları üzere bizim kendilerine bıraktıklarımıza da sahip çıkamayacaklar. Esasen bunlara verilen vazife de bu. Karadeniz gazının vanasını kapatmak. Gabar petrolünün üzerine beton dökmek. Togg’u rafa kaldırmak. Yahu çıkmış utanmadan sıkılmadan ne diyor biliyor musun? Hani bizim S400 vardı ya Amerika’nın ‘Kaldırın bunu.’ dediği. Artık bu ne diyor? ‘S400’leri biz depoya alacağız.’ Kim diyor bunu? Bay bay Kemal. Ya bay bay Kemal, en güçlü savunma silahının depolara kaldırılmasına asla bu millet müsaade etmeyecektir. Köprüleri, tünelleri, süratli tren çizgilerini, otoyolları işlemez hale getireceklermiş. Teknoloji projelerimizin kapısına kilit vuracaklarmış. İHA’yı, SİHA’yı, Akıncı’yı, Kızılelma’yı, onların da önünü keseceklermiş. Ülkemizi yine üç, beş dolar için birilerine el açar duruma getirecekler. Evet, bunların yapacağı yalnızca budur.”

“PROJE DİYE MİLLETE YUTTURMAYA KALKIYORLAR”

Arada bir somut proje söylediklerini, altını kazınca hepsinin çalıntı çıktığını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bizim yıllar boyunca hazırlığını yaptığımız, son basamağına getirdiğimiz işleri bir yerlerden duyup, ‘proje’ diye millete yutturmaya kalkıyorlar. Mesela en son çıkıp Adana’da Petrokimya Özel İktisat Bölgesi kuracağından kelam ediyor. Ya biz orayı yıllar öncesinden güç ihtisas bölgesi ilan ettik, bay bay Kemal. Kurduğumuz boru sınırlarıyla Ceyhan’ı dünyanın önde gelen güç sınırlarından biri haline getirdik. Yumurtalık’ta 12 milyar dolarlık bir petrokimya yatırımıyla ilgili süreç tamamlanmak üzere. Ayrıyeten her biri milyar dolarla tabir edilen öbür yatırımlar da var. Biz, bunlar üzere ülkemizin bedellerini, yabancılara peşkeş çekmenin değil, kendi insanımıza kara dönüştürmenin kelamını veriyoruz. Biz, Atatürk Havalimanı’nı TEKNOFEST’le, Millet Bahçesi’yle, teknoloji geliştirme merkezleriyle, ülkemizin gururu haline getiriyoruz. Onlar burayı karanlık alakalı şirketlere peşkeş çekeceklermiş. Bunlarda palavra bitmez. ‘Takdirden öte murat olmaz.’ derler. Herkes gönlündekini ister. Sonunda takdir neyse o olur. Biz, Rabbimizin takdirine, milletimizin ferasetine ve dayanağına güveniyoruz.”

Yeni periyotta mevcut kazanımların üzerine oturup kalmayacaklarını lisana getiren Erdoğan, Türkiye Yüzyılı için hazırladıkları seçim beyannamesinde yüzlerce, binlerce yeni proje bulunduğunu aktararak, bu projelerden kimilerinin anlatıldığı görüntüyü izletti.

”ÜLKEYİ YOKLUK VE ZULÜM GÜNLERİNE DÖNDÜRMEK İSTEYENLERE MEYDAN VERMEYECEĞİZ”

Ülkeyi, yapıtla ve hizmetle geleceğe hazırlamanın peşinde olduklarını belirten Erdoğan, ülkeyi tekrar eski yokluk ve zulüm günlerine döndürmek isteyenlere meydan vermeyeceklerini söyledi.

Teröründen LGBT’sine kadar kaç sinsi niyetlerle gençlerin geleceğine göz dikenlere fırsat vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Benim Vanlı Kürt kardeşlerimden LGBT’ci olur mu? Soruyorum olur mu? Zira benim Vanlı Kürt kardeşim ailenin kutsiyetine ne yapar, inanır. Bizde aile kutsaldır, ailenin kutsiyetine el dokundurtmayız. Kandil’dekiler, Diyarbakır annelerinin yavrularını kaçırabilirler lakin benim Kürt kardeşlerim buna müsaade etmez. Türkiye Yüzyılı’nın ışığını söndürmek isteyenlere eyvallah etmeyeceğiz. Van’dan aldığımız şu güç ve dayanakla Allah’ın müsaadesiyle 14 Mayıs’ı yeni bir demokrasi şölenine, yeni bir kalkınma atılımına döndürmekte kararlı mıyız? Bir sonraki buluşmamızı, inşallah seçim zaferimizin sevincini paylaşmak için yapacağız. Fakat bunun için çok çalışmamız lazım.

Biliyorsunuz benim her vakit bir kelamım var. Kale içeriden fethedilir. Ne demek bu? Yani kaleyi bayanlar fetheder bayanlar. Buna hazır mıyız, ana kademe buna hazır mıyız? Gençler buna hazır mıyız? Bu meydanda bulunan ve bizleri çeşitli mecralardan dinleyen, takip eden tüm kardeşlerime sesleniyorum. Her birinizden seçim gününe kadar hala tereddütte olan yahut sandıkta öbür tercihlere meyleden bir akrabanıza, komşunuza, dostunuza ulaşmanızı istiyorum. Türkiye’nin geleceği için bu seçimin ne kadar değerli olduğunu onlara anlatmanızı ve kesinlikle gönlünü kazanarak sandıkta dayanağını almanızı bekliyorum. Bunu başardığımızda emin olun o sandıklar nitekim patlayacak.”