Perulu yazar Ricardo Sumalavia, Bir Kol Hikayesi’nde davetsiz bir uzvun öyküsünü tasarruflu ve zari fbir dille anlatıyor.
Her şey babanın ölümüyle başlıyor ama oğul için aslolan, babasının nasıl yaşadığıdır.
Sumalavia bu kısacık romana koca bir hayat sığdırmayı başarıyor ve üç kollu bir adamın hayatını anlatırken, bir yandan da okurları büyük bir gizemin parçası haline getiriyor.
Üç kollu adamın bilmecelerle dolu hayatındaki en şey ise, üçüncü koludur. Yüzleşmekte zorlandığımız hakikatlerle gerçeküstü ayrıntıları bir araya getiren Bir Kol Hikayesi, sizlere unutulmaz bir okuma deneyimi yaşatacak.
Sayfa: 85
Kitaptan…
“Anneme, başlatmak zorunda olduğumuz cenaze işlemleri gibi daha acil konulardan bahsettim. Talimatlarımda daha kesin olmaya çalıştım, ancak annem gibi benim deaklımdan gitmiyordu üç kollu yaşlı bir adamın cesedi önünde aklı uçmuş hemşirenin görüntüsü. Daha net olmam gerekirse, beni terk etmeyen görüntü hemşirenin üçüncü kola sabitlenmiş, sanrı görür gibi bakan; yıllardır saklanmış, doğalı birkaç hafta olmuşbir bebeğinkine benzer üçüncü koldaki gözleriydi. Üstüne üstlük, ailedekilerin ona hitapettiği şekliyle bu kolcuk, babamın ölüm anında üçü arasında yumruğunu tek sıkandı. Ominik yumruk hâlâ boşluktaki bir şeylere tutunmaya çalışıyordu.”